top of page

Ev Üzerine

Güncelleme tarihi: 21 Ağu

Dünyaya geldiğimiz ev gerçekten de bizim evimiz, yuvamız mı? Büyüdükçe bu soru daha da çok takılır aklımıza ve kendimize sormaya başlarız: “Gerçekten ait olduğum yer burası mı?”
Ev...
Nasıl bir yer olmalı?
Ev, insanın kendisini güvende hissettiği, sıcak anlarla, sevgiyle, anlayışla dolu huzurlu bir sığınak olmalı. İnsanın; tüm günün yorgunluğunu geride bırakabileceği, bedeninin gevşeyip, ruhunun dinlendiği bir alan... Peki gerçekten kaç kişi kendisini ait hissettiği ve tamamen güvende olduğu bir evde yaşama şansına sahip? Deprem korkusu, cezalandırılma endişesi, ebeveynler arasında bitmeyen çatışmalar, anlaşılmamanın yarattığı hayal kırıklığı, ebeveynlerin beklentisi altında yaşamanın yarattığı kaygı, yemeğin en güzel kısımlarının hep başkalarına verildiğinde gelen değersizlik, bir birey gibi değil görevli gibi hissettiren sorumluluklar, emir kipi ile konuşulduğunda gelen sıkışmışlık hissi... Tüm bunlar yaşanırken insan aynı çatı altında bulunduğu kişilere ve yere nasıl ait hissedebilir? Güvende hissetmenin temeli sarsıldığında, orası gerçekten 'ev' olabilir mi?

Kişinin psikolojik iyilik halinde, ait ve güvende hissettiği bir alanda büyümüş olması oldukça etkilidir. Kendi duygularını düzenlemekte zorlanan ebeveynler, çocuğun duygusuna eşlik edemeyen ebeveynler, sözel veya fiziksel olarak çocuğunu cezalandıran ebeveynler, çocuğun ihtiyaçlarını ifade etmesinin suç olarak görüldüğü evler, hep bir beklenti içinde olup çocuğun her davranışını eleştiren ebeveynlerin olduğu alanlar çocuğa ne kadar güvende hissettirebilir? Kendinizi sürekli korumak zorunda olduğunuz savaş alanı, sizin eviniz olabilir mi? Böyle bir ortam size ne kadar iyi gelir?

Ev; insanın kendisini tehdit altında ve diken üstünde hissetmediği, kapsanıp, korunduğu bir yer olmalı. Ve hayat yolculuğunda, insan bazen evini yeniden kurmak zorunda kalabilir.
Bir arkadaşla, partnerle yollar ayrıldığında...
Farklı bir ülkeye göç edildiğinde...
Ya da bir doğal afet sonucu yuva kaybedildiğinde...

Peki, şu anda güvende hissetmediğiniz bir yerde yaşıyorsanız ne olacak?
Güvende hissetmediğiniz anlarda size yardımcı olabilecek bir önerim var.
Gelin birlikte zihninizdeki güvenli yerinizi - evinizi inşa edelim.

Kendinizi tamamen güvende hissettiğiniz bir yerde hayal edin.
(Dilerseniz gözlerinizi kapatabilirsiniz.)
Bu yer bildiğiniz bir yer, hayalinizdeki eviniz veya doğadan bir görüntü olabilir.
Bu güvenli alanınızda etrafınızda neler gördüğünüze odaklanın.
Hava nasıl? Renkler nasıl? Işık nereden geliyor? İnceleyin.
Kulağınıza gelen bir ses, burnunuza gelen bir koku var mı?
Oradayken bedeniniz nasıl hissediyor? İçsel bir yumuşama ya da hafiflik hissediyor musunuz?Burada olmanın ve tamamen güvende hissettiğiniz size ait bu alanda olmanın keyfini çıkarın.
Bu güvenli yere bir isim verebilirsiniz.
Dilerseniz bu verdiğiniz isimi benimle paylaşabilirsiniz.
Bu egzersiz, güncel koşullarınızda güvenlik hissiniz zedelenmiş olsa bile kendi içinizde güvenli bir alan yaratmanıza yardımcı olabilir.

Herkesin, olduğu haliyle kabul gördüğü, güvende ve değerli hissettiği bir eve ihtiyacı vardır.
Kendinizi gerçekten güvende hissettiğiniz bir evi, yalnızca iç dünyanızda değil, dış dünyanızda da deneyimlemeniz dileğimle.
 
 
 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Şema Terapi Nedir

Şema terapi; bilişel davranışçı terapinin cevap veremedigi psikolojik rahatsızlıkların fark edilmesi ile Young tarafından 1990 yılında...

 
 
 

Yorumlar


© 2035 by Andi Banks. Powered and secured by Wix

  • psikologselenkomurcu
bottom of page